ana_sayfa
FAALİYETLER
Yazılı Soru Önergeleri
Genel Kurul Soruları
Kanun Teklifleri
Sözlü Soru Önergeleri
Makalelerim
Genel Kurul Konuşmaları
Yazılı S.Ö.(Cevaplanan)
Meclis Araştırma Önergeleri
Genel Kurul Konumalar > 255 sıra sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu Tasarısı hk. konuşması
31.07.2008
255 sıra sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu Tasarısı hk. konuşması

MHP GRUBU ADINA YILMAZ TANKUT (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 255 sıra sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu Tasarısı ile ilgili olarak Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın milletvekilleri, bugün görüşmekte olduğumuz ve kısaca "Elektronik Haberleşme Yasası" olarak tanımlanacak olan bu kanun tasarısının ana görevlerinden birisi ve asıl önemlisi olan bilgi ve teknoloji konuları ne yazık ki Meclisimizin Bilgi ve Teknoloji Komisyonunda hiç görüşülmemiştir. Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonunda bulunan ve kendi uzmanlık alanlarında teknoloji ve bilişim sistemleri konusunda belirli altyapı ve birikime sahip olan milletvekili arkadaşlarımızın görüş ve düşüncelerinin alınmaması, doğrudan bilgi ve teknolojiyle ilgili olan bu tasarının bize göre önemli eksikliklerinden birisi olmuştur.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yasa tasarısının birinci bölümünde Bakanlığın elektronik haberleşme sektörüne ilişkin yetki ve görevleri tanımlanmaktadır. Bu yetki ve görevlerden birisi de İnternet alan adları, yani DNS konusunda strateji ve politikaların belirlenmesidir. Ülkemizde İnternet ve bilişim camiasında İnternet alan adları konusu devamlı olarak sıkıntı ve şikâyetlerle anılmaktadır. Bu sıkıntı ve şikâyetlerin son bulması en azından minimize edilmesi için çok fazla uğraşmadan bu sektörde gelişmiş ülke ve toplumlara bakmak yeterli olacaktır.

Değerli arkadaşlar, bugün ülkemizde "tr" şeklinde üst düzey alan adı ve onun altında yer alan ikinci seviye alan adlarının yönetim ve koordinasyonu 1990 yılından beri İnternet'e ilk olarak kayıt yaptırdığı için, kayıt edildiği için Orta Doğu Teknik Üniversitesi tarafından yapılmaktadır. Buna karşılık dünyanın hemen pek çok gelişmiş ülkesinde bugün İnternet alan adları birçok yatırımcı tarafından serbest piyasa koşullarında, rekabete açık olarak pazarlanmaktadır. İhtiyaç sahipleri arzu ettikleri alan adlarını, hizmet ve fiyatını, beğendiği herhangi bir sağlayıcıdan temin edebilmektedir. Fiyatlandırma politikalarının ötesinde rekabet ve hizmet prensiplerine uygun olmayan bir şekilde alan adlarının sadece ODTÜ'nün tekelinde olması, bize göre, hakkaniyet ilkelerine de ters düşmektedir. Öbür yandan, ODTÜ, doğal tekel olması nedeniyle keyfî kurallar ve aşırı mevzuat konularında da İnternet kullanıcılarına alan adları konusunda zorluklar yaşatabilmektedir. Bütün hakları bir ülkeye ait olan bir sistemin bir üniversite tarafından işletilmesi hukuki olsa bile adil değildir. Alan adları dünyada önemli bir pazardır. ODTÜ'nün "tr" uzantılı olan alan adlarında aşırı mevzuat ve ağır müeyyideleri ile fiyat politikası gibi dayatmaları nedeniyle her yıl en az 30-40 milyon dolarımız başka ülkelerin şirketlerine gidebilmektedir. Bu konuya Ulaştırma Bakanlığı ve bu yasayla ismi değişecek olan Telekomünikasyon Kurumu acil olarak el atarak alan adının serbestleşmesini ve rekabete açılmasını da sağlamalıdır diye düşünmekteyiz. Ancak, bu serbestleşme, Türk Telekom'da olduğu üzere yeni birtakım tekellerin ve dayatmaların habercisi olmamalıdır.

Sayın milletvekilleri, günümüzde rekabete açık bir şekilde tesis edilen elektronik haberleşme hizmetlerinin güvenliği ve altyapısının sağlamlığı, yüksek teknoloji ürünlerinin geliştirilmesinde de en temel itici güçlerden birisi olarak kabul edilmektedir. Ancak bugün ülkemizde haberleşme altyapımızın gelişmişliğinden ve güvenilir oluşundan söz etmek maalesef pek mümkün değildir. Pek çok sektör ve konuda olduğu gibi, ithalata dayalı olarak diğer ülkelerin geliştirdiği ürün ve cihazların montajını yaparak kullanmak, kısa vadede belki bize daha kolay ve avantajlı gibi gelmektedir ancak bu anlayış devam ettiği sürece, teknolojik üretim ve gelişmemizin önü tıkanmakta ve başta haberleşmemiz olmak üzere, bilgi ve teknolojik gelişmemizin de güvenliği ve geleceği de ipotek altına alınmaktadır.

Sayın milletvekilleri, gelişmiş ülkelerin yanı sıra, yöneticilerinin daha duyarlı olduğu diğer ülkelerin de elektronik haberleşme hizmetlerini kısa sürede serbestleştirip kaliteli ve düzeyli rekabeti tesis ettikleri görülmektedir. Böylece sunulan hizmetleri çeşitlendirmek için gerekli olan araştırma-geliştirme faaliyetlerini de yıllardır büyük bir kararlılık ve ciddiyetle söz konusu ülkeler yürütmektedirler. Eğer siz Hükûmet olarak her türlü siyasi mülahazanın dışında, yerli üretimi destekleyecek gerçekçi ve kararlı uygulamalarda bulunmazsanız, bu konuda samimiyetinizi göstermezseniz, özelleştirdiğinizi zannettiğiniz fakat yabancılara altın tepsi içerisinde sunduğunuz Türk Telekom gibi haberleşmemizin omurgası olan ancak yabancılar tarafından yönetilen şirketlerin yerli üretime katkı sağlamasını, yerli üretimi geliştirmesi ve yerli üretimin kullanılması konusunda da hassasiyet göstermesini ne yazık ki bekleyemezsiniz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün ülkemiz ekonomisindeki cari işlemler dengesinin bozulmasına özellikle dış ticaret açığının neden olduğu, bu açığın da ülkemiz ekonomisinin ithalata bağımlı yönünün azaltılarak kapanacağı gerçeği hepimizin malumudur ama dış ticaret açığını azaltmak veya kapatmak sadece söylemle ve içi boş sloganvari ifadelerle yapılacak bir iş değildir. Özellikle bugün yürütme erkini elinde bulunduran iktidarın bu konudaki duruşu, samimiyeti ve toplumunu aldatmaması ve de kararlı oluşu büyük önem arz etmektedir. Bugün ülkemizde de son on yılda dünyadaki gelişmelere paralel bir şekilde, önüne gelen özel ve resmî kurumlarımız bilgi teknolojilerine, haberleşme teknolojilerine önemli yatırımlar yaparak haberleşme imkân ve işlerini büyük ölçüde kolaylaştırıp kontrol altına alacak yazılım ve donanım ürünlerine sahip olmuşlardır.

Yine, üniversitelerimiz ilgili bölümlerinde bilişim alanında faaliyet gösterecek, bilgisayar, elektronik, haberleşme gibi dallarda geleceğimizin teminatı gençlerimizi yetiştirmeye çalışmaktadırlar. Bilim ve teknolojide, özellikle de bilgi teknolojilerinde yapılan bu çalışmalar elbette ki olumludur ve önemlidir. Ancak, biz bu teknolojilerin bize sağladığı avantaj ve kolaylıklarından istifade etmeye çalışırken acaba bilgi teknolojilerinin kaynaklarına yani üretim platformlarına hangi ölçüde sahibiz. Başka bir ifadeyle, Amerika'nın, Avrupa'nın veya Uzak Doğu ülkelerinin bizim kullanımımıza sundukları ve bize sattıkları donanım, yazılım ve haberleşme platformlarını ne ölçüde ülkemizde geliştirip üretebilmekteyiz.

Değerli arkadaşlar, gerek elektronik, gerekse bilişim sektöründe faaliyet göstermek suretiyle yerli marka üretim yaptığını iddia eden kurumlar, şirketler gerçek bir şekilde elektronik haberleşme cihazlarının ve bilgisayarın ana unsurlarının, router, modem, switch, sabit disk, ana kart gibi, görüntü kartı gibi, bellek gibi herhangi bir parçasını acaba kendi tesislerinde üretip geliştirebilmekte midir? Yine, bilgisayar ve elektronik haberleşme cihazlarını çalıştıran ve yöneten herhangi bir yazılımı ve özellikle de bu yazılımların ara yüz ve zeminlerini, veri tabanlarını; Windows gibi, Unix, Oracle, Delphi gibi platformları, benzer işletim sistemlerini kendi şirketlerinde ve kendi bünyelerinde üretebilmekte midirler yoksa sadece tıpkı sanayi sektöründe olduğu gibi yıllarca sürecek olan bir montaj teknolojisiyle kendimizi mi kandırmaktayız?

Değerli arkadaşlar, bize göre Türkiye Cumhuriyeti devleti genç beyinleri ve nüfusuyla az önce ifade etmeye çalıştığım bilgi ve iletişim teknolojilerinin değişik unsurlarından bir veya birkaçını gerçek manada üretip geliştirebilecek yetenek, zenginlik ve potansiyele sahiptir. Fakat bunu gerçekleştirebilmek için bu işlerle ilgilenen özel ve resmî her türlü teşebbüsün önünü açacak, teşvik edecek önlemlerin de acilen yetkililer tarafından alınması icap etmektedir. Bugün özellikle işbaşındaki hükûmetlerin hiç vakit geçirmeden yerli marka haberleşme cihazlarını geliştirmek için maliyetleri minimize edilmiş teknoloji vadileri, teknokentler, yazılım ve donanım üretici teşvikleri, vergi muafiyetleri, KDV indirimleri gibi teşvikleri ve özendirici uygulamaları hiçbir şaibeye yer vermeden acilen gerçekleştirmeleri gerekmektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; eğer Türkiye Cumhuriyeti devleti teknolojinin baş döndürücü bir hızla geliştiği ve küresel aktörlerin başrolü oynadığı dünyamızın dengesine uygun olarak kendi millî rotasında, kendi millî bünyesine uygun bir şekilde Türk milletini, Türk toplumunu bilgi toplumu hâline getirmeyi başarabilirse kısa vadede bölgesel bir güç olarak lider ülke olma idealini, başka bir ifadeyle cumhuriyetimizin 100'üncü kuruluş yıl dönümü olan 2023 vizyonunu yakalayabilecektir. Ancak kendi millî kültürüne ve millî bünyesine ait olmayan, diğer küresel güçlerin üretip bizlerin kullanımına sunduğu yazılım, donanım ve haberleşme ürünlerini sadece ithal ederek montaj mantığıyla bilgi ve iletişim teknolojilerine sahip olmaya çalışırsa söz konusu ülkelerin bilgi ve teknoloji sömürüsüne, başka bir ifadeyle bilgi ve teknoloji emperyalizmine de maruz kalması elbette ki kaçınılmaz olacaktır. Dolayısıyla sanayi çağını nasıl kaçırdıysa bilgi çağını da kaçırmak suretiyle kendi toplumunu bu defa az gelişmişliğin çok daha ötesinde, çok daha tehlikeli bir geleceğe mahkûm edecektir.

Sayın milletvekilleri, görüşmekte olduğumuz Elektronik Haberleşme Yasa Tasarısı'nın en önemli hususlarından birisi de, hiç şüphesiz, haberleşme güvenliğinin maksimum düzeyde sağlanmasıdır. Telefon dinleme kayıtlarının ve e-postaların ortalıkta dolaştığı bugünlerde güvenli elektronik haberleşme için sadece yasalarla getirilen ceza ve yaptırımların tek başına yeterli olacağını söylemek elbette ki doğru değildir. Öncelikle haberleşme ortamının teknik ve donanım olarak güvenliğinin sağlanması gerekmektedir. Bunun için de özellikle stratejik öneme sahip noktalarda kendi geliştirdiğimiz işletim sistemleriyle yine güvenli ve açık kaynak yazılımına sahip İnternet tarayıcılarının kullanılması gerekmektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; haberleşmenin sağlıklı gelişmesinin bugün için en önemli unsuru, hiç şüphesiz, İnternet'tir. Bütün vatandaşlarımızın İnternet'e erişmesi konusunda, bu kanunda da ifade edildiği gibi, ucuz ve hızlı, güvenli İnternet erişiminin sağlanması ve kullanımının yaygınlaştırılması amacına yönelik politikaları belirlemek maalesef sözle olmamaktadır. Bu konuya öncelikli önem verilerek, hız ve kapasitenin önemli olmadığı ve sadece İnternet'e bağlanmayı düşünen düşük gelir seviyesindeki vatandaşlarımız için, ücretsiz veya en fazla aylık 10 YTL civarında bir tarife seçeneğinin mutlaka oluşturulması lazım geldiğini bizler düşünmekteyiz.

Sonuç olarak, hızlı veri ve ses iletimini sağlayacak teknolojiler ile bilgisayar donanım ve yazılımının üretimini teşvik edebilecek, bu alanda eğitilmiş insan gücünü yetiştirebilecek ve sektörde faaliyet gösteren firmalar için altyapısı hazır özel bölgeler tahsis edebilecek bir yapının bir an önce kurulmasıyla bu yasa anlam kazanacak ve somut sonuçlara ancak bu şekilde ulaşılabilecektir. Bunları yaparken de, özellikle bugün işbaşındaki iktidar partisi, iktidar taassubuyla ve her şeyi en iyi ben bilirim edasıyla değil, kendi partisine mensup olmayan, muhalefet milletvekili ve siyasi parti gruplarının da aklın, bilimin ve pratik tecrübelerinin ışığında ortaya koyduğu görüş ve düşünceleri hiçbir komplekse kapılmadan dikkate almalı ve istifade etmelidir diyor, sözlerimi tamamlarken bu yasanın ifade etmeye çalıştığımız eksikliklerinin giderilmesi için, konuşmamın başında da ifade ettiğim gibi bu kez en azından tali komisyon olarak Bilgi ve Teknoloji Komisyonunda da incelenecek şekilde yeniden ele alınması lazım geldiğini bir kez daha hatırlatıyorum ve millî zenginliklerimizi ve beyin gücümüzü arkamıza alarak sağlıklı ve güvenli elektronik haberleşme zemini sayesinde ülkemizin gelişmesini ve bilgi çağını kaçırmamasını temenni ediyor, hepinize saygılar sunuyorum.

,